Bankadan bebek yapana hapis! (Milliyet)

MİTHAT YURDAKUL (Ankara) – MESUT YILMAZ – AYŞEGÜL AYDOĞAN ATAKAN (İstanbul)

Sağlık Bakanlığı, çocuğu olmayan çiftlerin, yurtdışındaki sperm bankaları yoluyla çocuk sahibi olmasının önünü kesti. Bakanlığın yayımladığı yönetmelikle, “yurtdışındaki merkezde bağışlanan spermle hamile kalan kadın,bağışta bulunan ile bu merkezlere hastalarını yönlendiren doktor” sorumlu tutulacak. Bu kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılabilecek. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. İrfan Şencan, amacın “soyu korumak” olduğunu belirterek, “Türk soyu ya da Laz soyu değil. Soyu korumak derken ‘atası’ anlamında” dedi.

Resmi Gazete’de 6 Mart’ta yayımlanan Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Yönetmeliği’ne göre, “donör” (verici) ile hastalarını yurtdışındaki sperm nakil merkezlerine yönlendiren “doktor” da sorumlu tutulacak.
Yurtdışındaki sperm nakil merkezlerine vatandaşları yönlendiren doktorların tüp bebek sertifikaları iptal edilecek. Yönlendirme veya aracılık yapan klinik, ilk seferinde 3 ay, aynı eylemi ikinci kez yaparsa süresiz kapatılacak.

Hıristiyan ülkelerinde de böyle.
Şencan, Milliyet’e yaptığı açıklamada, mimarlarından biri olduğu yönetmelikteki hükümlerin TCK’nın 231. maddesinin uygulanmasına ilişkin olduğunu, buradaki “soy” ifadesinin “ırk” anlamına gelmediğini belirterek, “Türk soyu ya da Laz soyu değil. ‘Soyu korumak’ derken ‘atası’ anlamında” dedi. Şencan, pek çok batı ülkesinde de “yabancı erkeklerin bağışladığı spermle hamile kalma”nın yasak olduğunu savunarak, “Hıristiyan ülkelerinde de böyle. Yönetmelik, kayıt içi veya kayıt dışı yapıların, yurtdışına adaylar (anne adayları) yönlendirmesini yasaklamayı içine alıyor” diye konuştu. Şencan, bir kadının kocası olmayan bir erkeğin spermiyle Türkiye topraklarında da hamile kalamayacağını vurguladı.
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Genel Başkanı Prof. İsmail Mete İtil, yurtdışı kaynaklı spermle hamile kalmanın çok yaygın olmadığını söyledi. Çocuk sahibi olmanın insan hakkı olduğunu vurgulayan İtil, yabancılarla evlenen kadınların olduğuna işaret ederek, herkesin kökenini araştırmanın olanaksız olduğunu belirtti.

Kesin tespit için DNA testi
Yönetmelik, tüp bebek merkezlerinde şaşkınlık yarattı. Centrum Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü Prof. Dr. Recai Pabuççu, yurtdışındaki merkezlere yönlendirmenin ancak şikâyet üzerine tespit edilebileceğini belirterek, “Kesin tespit için, anne, donör ve çocuktan DNA örneği almak lazım” diye konuştu.

KKTC’de nakil
Ankara Tüp Bebek Merkezi Üremeye Yardımcı Tıp Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Kubilay Vicdan, sperm bağışına ihtiyaç duyan hastaların yönetmelikten önce çoğunlukla KKTC’ye gittiğini, buradaki altı tane tüp bebek merkezinin başka ülkelerdeki bankalardan sperm temin ettiğini söyledi.

Bankadan sperm alanlar rahatsız.
Yönetmelik nedeniyle gözler, sperm bankası yöntemiyle üç yıl önce “Kayra” adında bir erkek çocuk dünyaya getiren Leyla Bilginel ile geçen yıl sonu “Süreyya” ismini verdiği bir kız çocuğu sahibi olan Güner Özkul’a çevrildi. Konuyla ilgili tartışmalarda sürekli isimlerinin gündeme gelmesinden rahatsızlık duyduklarını vurgulayan iki oyuncu, şunları söyledi:

LEYLA BİLGİNEL: “Böyle saçma bir şey duymadım. Son derece mantık dışı. Bu yönetmelik, Türk soyunu koruma amacıyla yapılıyorsa eğer, o zaman Türklerin yabancılarla evlenmesine de yasak koysunlar. Böyle şeylerle soyumuz korunmaz.”

GÜNER ÖZKUL: “Bu konuda görüş vermek istemiyorum. Alnıma sürülmüş kara leke gibi, bu konuda sürekli benim adım gündeme getiriliyor. Ben yaptığım zaman yasak değildi, yaptım. Şimdi olsa yasaları çiğnememek için yapmazdım.”

‘Verilen ceza insan haklarına aykırı’.
Sağlık Bakanlığı’nın “soyu korumak” gerekçesiyle yurtdışından sperm veya yumurta alarak hamile kalmayı yasaklayan yeni yönetmeliği hakkında Uzmanların görüşleri şöyle:

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil: “Yumurta ve sperm nakli zaten Türkiye’de yasak. Yönetmeliğin getirdiği hapis cezası ise çok ağır bir yaptırım. Hastaların çok az bir kısmı yurtdışındaki sperm ya da yumurta bankalarından nakile gidiyorlar. Sadece bu yolla gebe kalabilecek bir nüfus var ve bunların şansı da azalmış oluyor. Dünya bireysel hak ve özgürlüklerin genişlemesi yolunda ilerlerken bizde nesebimiz bozuluyor gibi bir gerekçeyle hapis cezasına varan yaptırımlar öneriliyor.”

Üreme Tıbbı Derneği Başkanı Prof. Dr. Timur Gürgan: “Bakanlık tüp bebek tedavilerinin bir bütün olduğunu göz önünde bulundurarak Türkiye’de yasak olan bir şeyi yönlendirmenin doğru olmadığına karar vermiş. Ancak insan hakları ve çocuk sahibi olmak açısından konuya bakarsanız kişi yurtdışında gebe kalıp gelebilir. Yurtdışına gitmiş kendi isteğiyle ya da karı kocanın isteğiyle kişisel haklarıyla donasyan yapmış gelmiş. Doğurduktan sonra donasyon yaptırdı diye DNA testi mi yapılacak? Donasyon yaptırdığı ortaya çıkarsa çocuğunu alıp ‘hapse gir’ mi diyeceksiniz? Bu insan haklarına aykırı.”

Türk Alman Jinekoloji Vakfı Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü: “Çok sayıda kişi donasyonu kendiliğinden, serbestçe yaptırabilir. Devlet bunu takip edemez. Hekimlere ‘hastaları yurtdışına göndermeyin’ diyor. Ama hasta internet ya da başka kaynaklardan bu bilgilere ulaşabiliyor. Bizim yönlendirmemize ihtiyaçları yok. Partneri olmayan kadınlar yumurtalarını dondurarak daha sonra bu yumurtalarıyla hamile kalabilirler.”

Yurtdışında nasıl uygulanıyor?
Bağış spermle hamile kalmak isteyen kadınlar, yurtdışındaki bir tüp bebek merkeziyle bağlantıya geçiyor. Bu esnada kadınlar, Türkiye’deki bir merkezde yumurtalıkları ile ilgili 10-15 gün süren işleme tabi tutuluyor. Daha sonra yurtdışındaki merkeze giden kadınlara, başvurularında verilen bilgilerine uygun genetik özellikteki sperm ekimi yapılıyor. Merkezin bulunduğu ülkede sperm bankası bulunmuyorsa, en yakın ülkeden temin edilerek uygun şartlar altında naklediliyor. Sperm ekilen kadın, doğumunu tercihine göre Türkiye ya da merkezin bulunduğu ülkede yapabiliyor.

‘Seçim hakkı engellenemez’
Nilüfer Narlı (Sosyolog): Böyle yasaklamalarla insanların çocuk yapacağı kişiyi seçmesi engellenemez. Tarihimize baktığımızda, devşirme kültürü olduğunu görüyoruz. Birçok padişahın annesi yabancı. Yaşadığımız coğrafya göç yollarının üzerinde. Değişik bölgelerden göçle gelenleri her zaman kabul ettik. Arındırıcı yaklaşımın Türk kültüründe yeri olamaz. Biz tarih boyunca kozmopolit bir popülasyona sahip bir toplum olduk.