Kongrelerdeki Önemli Eksik

Bildiğiniz gibi bahar ayları, kongrelerin sık yapıldığı bir dönemdir. Bu dönemde her branşta birçok kongre yapılmaktadır.

Kongrelerle ilgili gerek Medimagazin’de gerekse de diğer ortamlarda birçok eleştiri yapılagelmiştir. Kongrelerin özellikle bilimsel içeriği her zaman sorgulanır olmuş, tatil beldelerinde yapılır olmaları sürekli eleştirilmiş, konuşmacıların seçimindeki problemler sık sık dile getirilmiştir. Birçok uzmanlık derneğine de “kongre derneği” oldukları yönünde eleştiriler yapılmış, derneklerin kongreden başka bir şey yapmadığı her zaman söylenmiştir.

Bu eleştirilerin birçok haklı yönü olmakla birlikte, bu yazımda başka bir “eksikliğe” dikkat çekmek istiyorum.

Kongreler bilimselliği sorgulansa da, bir branşta veya bazen birçok branşta hekimlerin biraraya geldiği, asistanından öğretim üyesine toplandığı yerlerdir. Ayrıca, bu toplantılar periyodik olarak da yapılmaktadır.

Peki “mesleki sorunların” konuşulduğu oturumlara kongrelerde ne kadar yer veriliyor?

Üzülerek belirtmek isterim ki, bugüne kadar katıldığım birçok kongrede mesleki sorunlar ya “ölü saatlere” denk getirilmiş ya da kendine hiç yer bulamamıştır.

Türkiye’nin dört bir yanından insanların biraraya geldiği yerde uzmanlık derneklerinin “mesleki sorunları” kongre ortamında tartışması, hatta kongrelerden sonra bir sonuç bildirgesi olarak yayınlaması, hekimlik mesleğinin kamuoyu tarafından algılanması için önem taşımaktadır.

Eminim ki, mesleki sorunlarla ilgili hem “kendi içimizde” konuşacağımız hem de kamuoyu ile paylaşacağımız birçok sorun vardır. Uzmanlık dernekleri bu sorunları gündeme getirmede  ön ayak olmalıdır.

Örneğin; Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) bu konuda epey yol almış ve kamuoyu gündemi yaratma gücüne erişmiştir. Ancak TJOD’nin dışında sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda uzmanlık derneği bu konuda “bir şeyler yapmakta”, birçok dernek ise “mesleki sorunları konuşmayı” gündemine bile almamaktadır.

Kongreler her ne kadar bilimsel gelişmelerin tartışılacağı yerler olarak değerlendirilse de -ki bu konudaki eleştirileri zaten biliyorsunuz- bu toplantılarda mesleki sorunların da sistematik bir şekilde tartışılması taraftarıyım.

Uzmanlık derneklerinin Danıştay veya Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmesinde -ki en son kanunla belirlenir oldu- uzmanlık derneklerinin de büyük sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.

Başta eğitim olmak üzere, tüm mesleki sorunların kongrelerde konuşulması eminim hem branşlara hem de kongrelere daha çok hareket getirecek, daha fazla yarar sağlanacaktır.

Tüm kongrelerde mesleki sorunların “ölü saatlerde” değil, “canlı saatlerde” hararetli bir şekilde tartışılması dileğiyle…

Dr. İbrahim ERSOY, Medimagazin Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni