Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin Anayasa Mahkemesi’nin doğumun, tıbbi zorunluluk halinde sezaryenle yaptırılabileceğine ilişkin kanun hükmünün iptal istemini reddetmesine ilişkin görüşü aşağıdaki gibidir:
Bilindiği gibi Cumhuriyet Halk Partisi 6354 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Başvuruyu esastan inceleyen Yüksek Mahkeme’nin 6354 sayılı Kanun’un 1. Maddesiyle 1593 sayılı umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 153. maddesine eklenen, “Gebe veya rahmindeki bebek için tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğum, sezaryen ameliyatı ile yaptırılabilir” şeklindeki fıkrayı Anayasa’ya uygun bulduğunu dolayısı ile konu ile ilgili iptal başvurusunu reddettiği görülmektedir.
Türkiye’de sezaryen oranlarının yüksekliği elbette ne kadın doğumcuların ne sağlık otoritelerinin isteyebileceği bir durum değildir .
Ancak ülkemizde sezaryen oranlarının yüksek olmasının temel nedenleri:
Ağrısız doğumun yaygın olmaması,
Doğum ünitelerideki alt yapı eksiklikleri,
Doğum odalarının bireyselleşmesi,
Yardımcı personel, ebe-hemşire bakımının yeterli olmaması
Doğumu takip edecek ve yaptıracak yetişmiş
Nitelikli ebe sayısının yetersizliği
Hekim hataları dolayısıyla verilen ağır cezalar ve yaptırımlar sonucu hekimin doğumu, takibini başından sonuna kadar yapamadığı hukuki açıdan riskli bir işlem olarak görmesi
Gebe bilgilendirmesinin eksikliği ve gebe okullarının yaygınlaşmaması
Yine eğitim eksikliğine bağlı olarak,doğuma ait korkuların anne adaylarıarasında yaygın olması
Gebelik süresince anne adayına etkili ve yeterli psikolojik destek sağlanamaması
şeklinde sıralanabilir.
Ne yazık ki Türkiye’de “anne isteği ile sezaryenin tüm boyutlarıyla tartışılmaması” da halihazırda önemli bir sorundur.
Hiç bir kadın-doğum hekimi zorunlu olmadıkça sezaryen uygulamayı istemez ve hastasına önermez.
Biz Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği olarak hekimliğin insani boyutundan yola çıkarak ne sezaryen ne de diğer tıbbi sorunların sadece yasa ve yasaklarla değil eğitim ve iletişimin desteği ile çözüleceğine olan inancımızı bir kez daha ifade etmek isteriz.
TJOD YÖNETİM KURULU BAŞKANI
PROF. DR. S. CANSUN DEMİR